İkili Opsiyonlarda Destek ve Direnç Seviyeleri (2025)
Updated: 08.05.2025
Çizgiler, seviyeler ve bölgeler: İkili Opsiyonlarda (2025) destek ve direnç seviyeleri
Yavaş yavaş fiyat grafiği analizinin (aynı zamanda teknik analiz olarak da bilinir) en ilginç ve etkili aracına – destek ve direnç seviyelerine – yaklaşıyoruz. Bu konu yalnızca “seviyeler” hakkında bilgi içermez; ayrıca eğilim (trend) destek ve direnç çizgelerine de dikkat edeceğiz ve bunların tümünü nasıl doğru bir şekilde belirleyip kullanacağımızı öğreneceğiz.
Bütün bunları neden anlattık? Piyasayı %100 tahmin etmenin imkânsız olduğunu anlamanız için – çünkü piyasa, kendi hedef ve çıkarları olan milyonlarca rastgele değişkenden oluşur. Biz yalnızca nihai sonucu görürüz: bir yükseliş trendi, bir düşüş trendi veya fiyatın konsolidasyonu (yatay seyri).
Aynı zamanda piyasa (Dow teorisine göre) varlığın tüm geçmişini içerir. Başka bir deyişle, fiyat grafiğinin tamamı bize gelecekte nelerin olası olduğunu söyler. Fiyat grafiklerine bakarak:
Profesyonel terminolojide bunlar “bölgeler” olarak adlandırılır – arz ve talep bölgeleri. Eğer kazanma arzusu birçok piyasa katılımcısında çok güçlüyse talep bölgesi oluşur – yatırımcılar, fiyatın daha fazla düşmeyeceğine inanarak “ucuza al” mantığıyla varlığı alır. Sonrasında ise güçlü bir arz bölgesi oluşur ve “yüksek fiyatla sat” dönemi başlar.
Örneğin, 8 Mart’ı (Dünya Kadınlar Günü) ele alalım. Neden 8 Mart? Çünkü tam da bu gün, birçok erkek çiçeklerin kadınlar tarafından sevildiğini hatırlar ve yüzlerce çiçekçiyi doldurur.
Bu örnekte arz, belirli bir zaman diliminde belli bir ürünün (çiçeklerin) mevcut olma miktarıdır. Ürün bolsa (yüksek arz), fiyatı düşer. Semtinizde birden fazla çiçekçi varsa, her biri müşterinin kendisini tercih etmesi için fiyatlarını düşürmek durumunda kalır.
Öte yandan, yalnızca tek bir çiçekçi dükkanı varsa ama alıcı sayısı fazlaysa, bir kıtlık (azlık) ortaya çıkar – fiyatlar şişirilebilir. “Bizden almazsanız hiç çiçek alamazsınız” gibi bir durum. Talep ne kadar yüksekse fiyat da o kadar yükselir. Ama 9 veya 10 Mart’ta aynı dükkana giderseniz fiyatların 8 Mart’a göre birkaç kat düştüğünü görürsünüz – talep azaldı ve bu nedenle fiyatlar düştü.
“8 Mart’ta çiçek alma” örneği bize ne anlatıyor? Şunu anlatıyor: Her varlık (veya ürün) için her zaman bir arz ve talep değeri vardır. Fiyat grafiklerinde arz ve talep, iki çizgiyle de gösterilebilir. Örnek olarak USD/CAD’i ele alalım. Bu varlıkta (örneğimizdeki kotasyonlara göre) en “ideal” nokta şu olabilir:
Forex piyasasında tüm küresel varlıkların fiyatı arz ve talep göstergelerine bağlıdır. Uluslararası topluluk, belirli ülkelere ait belirli para birimlerinin döviz kurunun ne olacağını fiilen belirler. Yani, uluslararası topluluk hem güçlü ekonomileri ezebilir hem de güçlendirebilir.
Elbette bu değişimler ani değildir – her şey ilgili ülkenin (paranın sahibi) ve politik liderlerinin kararlarına bağlıdır. Savaşın patlaması, sınırların kapanması, teknolojik felaketler vb. faktörler para birimine talebi ciddi şekilde düşürüp fiyatını sert biçimde indirebilir. Örneğin Rusya’da 2014’ten itibaren rublede yaşanan keskin düşüş bunu gösterebilir.
Öte yandan, bir ülke doğal kaynaklarını akıllıca kullanır ve teknoloji geliştirmeye büyük yatırım yaparsa talep artar. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) bunun çarpıcı örneğidir. Ülke, başlıca petrol ihracatçılarından biri haline gelmiştir; böylece dirhem (BAE’nin ulusal para birimi) dünya para birimleri karşısında değer kazanmıştır. Bu da ülkenin ekonomisini güçlendirmiştir.
Önemli bir ayrıntı: destek seviyeleri “boşlukta” oluşmaz; genellikle daha önceki işlem tecrübelerine dayanırlar – bu, ilgili fiyat değerinin (destek seviyesinin) ilk kez cazip hale gelişi değildir. Bunun yanı sıra, bazen fiyat tarihinde ilk kez “dip” seviyelere ulaşır ve yeni destek seviyeleri oluşabilir – bu tür seviyeler çoğunlukla “yuvarlak fiyat seviyelerinde” (round numbers) şekillenir. Bu konuyu ileride ele alacağız.
Eğer destek seviyelerinde birçok boğa piyasaya giriyorsa, direnç seviyelerinde ise boğalar piyasa dışına çıkar, ayılar (satıcılar) ise “gücü” devralır. Piyasaya ne kadar çok ayı girerse dirençten yaşanan düşüş de o kadar güçlü olur.
Ayrıca fiyatın, direnç (veya destek) seviyesine tam ulaşmadan önce dönmesi de mümkündür – bu, tamamen piyasa katılımcılarının “açgözlülüğüne” bağlıdır: herkes “biraz erken satın alıp, olabildiğince erken satmaya” çalışır. Bu, kârlı olmasa da kaybetme korkusu ve açgözlülük, yatırımcıları böyle davranmaya iter.
Arz ve talep seviyelerine geri dönelim. Daha önce açıkladığımız gibi, talep bir ürüne yönelik ilginin yüksek olduğunu gösterir ve bu, o ürünün fiyatını artırır. Bir noktada yatırımcılar, varlığın daha fazla yükselmeyeceğini düşünmeye başlar – alıcıların gücü azalır, trend yavaşlar. O an, varlığı en iyi fiyattan satma zamanı gelmiştir. Özellikle fiyat önceki zirvelere (maksimum değerlere) yaklaşmışsa, bu satıcılara güven verir.
Basitçe ifade etmek gerekirse: satıcılar, geçmiş fiyat hareketlerine (daha önceki zirvelere, geri çekilmelere) bakar – böylece en kârlı satış bölgesini belirlemeye çalışırlar. Fiyatın önceki zirvesi, satıcıların çoğunlukla aktif hale geleceği alandır. Ne kadar çok satıcı piyasaya girerse, fiyat direnç seviyesinden o kadar hızlı geri döner veya düşer.
Grafikte bu durum şöyle görünür: Fiyat ne kadar yükselirse, o kadar fazla satıcı dikkati bu fiyata kayar. Belli bir noktada fiyat, önceki zirve değerlerine ulaşır ve satışlar (geri çekilme veya trend dönüşü) başlar. Ayılar (satıcılar), varlığı daha yüksek fiyattan satarak kâr elde etmek ister ve fiyat direnç seviyesinden geri döner.
Destek seviyeleri (talep seviyeleri) söz konusu olduğunda ise mekanizma tamamen tersidir. Fiyat ne kadar düşerse, alıcılar (boğalar) için o kadar cazip hale gelir – “ucuza al, pahalıya sat!” kuralını hatırlayalım. Bir noktada fiyat kritik düzeye düşer – daha da düşmeyeceğine inanılır ve “artık daha fazla satmaya gerek yok, alma vakti” diyen çok sayıda boğa piyasaya giriş yapar. Talep artar ve fiyat yükselişe geçer. Özetle:
Peki bu durumda, destek ve direnç seviyeleri neden çalışır ve fiyatı geri çevirir? Bunun cevabı, piyasa psikolojisinde ve piyasanın genelinde saklıdır.
Hepimiz hayatımızda en az bir kez kibritle yanmışızdır. Bu deneyim bize ne öğretti? Muhtemelen “kibritle oynama, dikkatli ol” deriz kendimize. Aksi takdirde aynı acıyı tekrar hissederiz. İşlem yaparken de piyasa, aslında aynı kibrit gibidir – dikkatli kullanılmazsa “yakabilir.”
Piyasada dikkatli olmak nedir? Fiyatın muhtemel hareketini tahmin edebilmek ve onunla aynı yönde pozisyon almaktır. Piyasayı kontrol edemeyiz ama fiyatla birlikte hareket edebiliriz.
Böylece deneyimli her yatırımcı şunu bilir: Fiyat sonsuza kadar tek yönde ilerleyemez – bir yerlerde düzeltme olacak, bir yerde dönüş gelecek veya fiyat yan yöne sapacak. Ama bu tam olarak nerede olur? İşleme ne zaman girmeli ve çıkmalı? Bunun basit cevabı: “Kitle” (piyasanın büyük çoğunluğu) aynı fikre varınca... Fiyatı yukarı da aşağı da iten, o “kitle”dir ve bizim de o kitlenin bir parçası olmamız gerekir.
Piyasada baskın güç kimse onun yanında olmak önemlidir: Eğer boğalar çoğunluktaysa onlarla birlikte satın al, ayılar çoğunluktaysa onlarla birlikte sat. Peki güç bir anda tersine dönerse? İşte tam da bu noktada basit ama herkesin bildiği bir araç var – destek ve direnç seviyeleri. Grafikte düz bir çizgi gibi görünse de, aslında fiyatın yukarı mı yoksa aşağı mı gideceğine dair şüphelerin güçlü olduğu bölgeleri bize gösterir.
Fiyat, maksimum veya minimum seviyelere (hatta bu yerel maksimum veya minimum olabilir) yaklaşıyorsa, birçok piyasa katılımcısı “boğalar ve ayılar şimdi çekişecek, kim galip gelecek belli değil” diye düşünür. Dolayısıyla kimisi işlemini kapatır, kimisi açmaktan kaçınır. Eğer hareket bir önceki zirve veya dipte yavaşlamışsa, bu nokta “fiyatın bir kez daha durabileceği” anlamına gelir. Çoğunluk bu fikre sahipse, orada direnç/destek seviyesi oluşur ve fiyat yine geri döner.
Eğer fiyat önceki zirve veya dip değerlerini birkaç kez test etmişse, yatırımcıların büyük çoğunluğu “muhtemelen yine buradan dönecek” diye düşünür. Herkes aynı grafiğe bakar, aynı verilere sahiptir ve aynı mantıkla “kitlenin yönü”ne katılmaya çalışır.
Boğaların (alıcıların) durumuna bakalım: Aşağı yönlü bir trend görüyoruz. Belirli bir noktada fiyat, boğaların ilgisini çekecek kadar düştü – fiyat “artık buradan daha aşağı gitmez” düşüncesi alıcıları harekete geçirir. Talep artar ve fiyatı yukarı iter. Ayılar bir süre direnip gücün anlamsız olduğunu görünce çıkarlar.
Böylece bir yükseliş trendi başlar. Yükseliş sırasında fiyat, önceki yerel zirvede takılır – ayılar yeniden inisiyatifi ele alabileceğini düşünür. Bir müddet geri çekilme olduktan sonra boğalar yeniden güçlenir, trend devam eder. Grafikte göremediğimiz, 1,10900 seviyesi gibi fiyatlar da (örnekte) ayıların yoğun ilgi gösterdiği noktalardır.
İlk denemede bazı boğalar en zirveye geldiğinde satar; biraz geciken boğalar ikinci denemede çıkar. Neticede piyasada ayılar baskın kalır – fiyat düşer. Önceki yüksek seviyede birkaç kez zayıf boğa hareketi görülür ancak sonuçsuz kalır. Sonunda alıcılar ümitsizce piyasadan çekilir ve fiyat daha önceki dibine doğru hızla geriler.
Tam bu noktada ayıların sayısı epey fazladır ve fiyatın nereye kadar düşeceğine onlar karar verecektir. Boğalar bir süre önceki dipte fiyatı yukarı çekmeye çalışsa da başarısız olurlar. Neticede boğalar da çekilir ve fiyat önceki dip seviyesini de kırar (çünkü yeterince alıcı yoktur).
Grafiği biraz daha inceleyecek olursak, aşağı yönlü trendin devam ettiğini görürüz – ayılar oldukça güçlü kalmıştır. Boğalar bazı yerel karşı koyma girişimleri yapsa da fiyat genel düşüş trendine devam eder. Bu durum, ayılar zayıflayana ve piyasaya boğalar yeniden güçlü şekilde girene kadar sürer: Trende karşı oluşan her düzeltme, aynı seviyelerde gerçekleşir. Alıcıların satıcıları durdurmaya çalıştığı yerler, satıcıların da alıcıları durdurmaya çalıştığı noktalardır. Bir fiyat seviyesi, çoğunluk tarafından ilgi görmüyorsa pek bir şey ifade etmez. Ancak bir seviye birçok kişi tarafından takip ediliyorsa, genelde fiyat oradan geri döner. Bu da bize, işlemlerde hem trend yönünde hem de ters yönde para kazanma fırsatı verir.
Her şey, piyasa katılımcılarının psikolojisine dayanır – fiyatın daha da düşmeyeceği veya yükselmeyeceği korkusu ve kâr elde etme hırsı. Peki bu “alıcı” ve “satıcı”lar nereden geliyor?
Aslında “alıcı” ve “satıcı,” “boğa” veya “ayı” gibi tanımlar, fiyatı şu anda yukarı veya aşağı yönlendiren yatırımcı gruplarının genel adıdır. Yatırımcı kârına bakar: boğalar çoğunlukta ise yükselişten faydalanmak ister, tren dönüp ayılar güçlendiğinde bu kez satıcı rolüne geçer.
Yani her yatırımcı, piyasaya girdiğinde “alıcı” (boğa) olup kâr ettikten sonra satıcı (ayı) konumuna geçebilir. Aynı grafikte, farklı zamanlarda fiyatı yönlendirenler bu iki gruptan başka bir şey değildir.
Bir destek seviyesinin nasıl dirence dönüştüğünü görelim:
Direnç seviyesinin nasıl desteğe dönüştüğünde ise durumun tam tersi yaşanır:
Bir yatırımcı olarak göreviniz, arz ve talep seviyelerini doğru şekilde çizip bunları kullanmaktır. Bu beceri, doğru pozisyonları bulmanızı büyük ölçüde kolaylaştıracaktır.
Sadece iki noktadan oluşan ve fiyatın sık sık kırdığı seviyeler, zayıf destek ve direnç seviyeleridir – bu tür yatay çizgilere göre işlem yapmak çok güvenilir değildir. Kırmızı yuvarlaklarla işaretli bölümlerde fiyat, destek/direnç seviyesine neredeyse hiç tepki vermeden (kuvvetli bir dönüş olmadan) kırıp geçmiştir.
Şimdi fiyat grafiğine destek ve direnç seviyelerini nasıl doğru çizmemiz gerektiğini görelim. Tekrar hatırlayalım: piyasa hafızaya sahiptir, yani bu seviyeler yıllar boyu veya daha da uzun süreler çalışabilir. İlk adım olarak en yüksek zaman dilimine geçeriz (örneğin aylık grafik). Grafiği olabildiğince sola kaydırırız ve gördüğümüz bütün seviyeleri (özellikle maksimum ve minimum fiyat değerlerini) çizeriz – bunlar çok güçlü destek/direnç seviyeleridir. Bu seviyeleri kalın çizgi ve belirgin bir renkle (örneğin kırmızı) belirtebilirsiniz. Sonraki adım, haftalık (weekly) grafiğe geçip benzer şekilde tüm seviyeleri çizmektir. Bu sefer seviyeleri başka bir renkle ve daha ince bir kalınlıkla göstermek daha iyi olur: Aynı mantığı daha düşük zaman dilimleri için de tekrar ederiz. Her zaman diliminin çizgisini farklı bir renk yaparız. Gerekirse daha önce çizdiğimiz seviyeleri biraz daha hassas şekilde ayarlarız.
Tüm zaman dilimlerindeki seviyeleri çizdikten sonra M1 grafiğine dönersek muhtemelen şöyle bir görüntüyle karşılaşırız: Dikkat ederseniz, yüksek zaman dilimlerinde belirlediğimiz seviyeler, daha düşük zaman dilimlerinde de geçerliliğini korur. Ancak buradaki durum tek yönlüdür: Üst zaman dilimindeki seviyeler alt zaman dilimlerinde işlese de; M1 gibi alt dilimde çizilen seviyeler, daha büyük zaman dilimlerinde pek anlamlı olmayabilir.
Ayrıca destek ve direnç seviyelerinin tamamen öznel olduğunu unutmamak gerekir. Yani her yatırımcı aynı seviyeyi farklı noktalarda görebilir; bazısı çok iyi çalışır, bazısı ise grafikte çoğunluk tarafından takip edilmediği için çok etkili olmaz.
Öncelikle, kendi deneyiminizle sürekli pratik yaparak destek ve direnç seviyelerini çizmeyi öğrenin. Başlangıçta profesyonellerin nasıl yaptığını izleyebilirsiniz. Aynı adımları tekrar ede ede otomatikleşmeye çalışın. Profesyonel yatırımcılar, destek ve direnç seviyelerini çoğu zaman birkaç saniyede tespit eder ve çoğu zaman bu seviyeleri çizgiyle bile göstermeye gerek duymaz. Amacınız bu seviyeye gelmektir.
Ayrıca risk yönetimi ve para yönetimi kurallarını unutmayın – hata yaptığınızda bile paranızı korumanız çok önemlidir. Bunun dışında bol bol pratik yaparak piyasa okumayı öğrenmelisiniz!
Aslında mumun gövdesi veya fitili, ilgili mumun zaman dilimine göre değişir – zaman dilimini büyütüp küçülterek fitilin ve gövdenin boyutunu “ayarlayabiliriz.” Ancak destek ve direnç seviyesi aynı kalır.
Daha önce öğrendiğiniz gibi, bir arz-talep (destek/direnç) seviyesi en az iki grafikteki dönme noktasından geçer. İki nokta bazen tam çizim için yetersiz kalabilir, dört veya yedi temas noktası varsa seviye çok daha net ortaya çıkar.
Buradan şunu anlıyoruz: Mumun gövdesi mi yoksa fitili mi üzerinden çizeceğimizden ziyade, fiyatın çoğunlukla hangi seviyede durup döndüğünü bulmak önemlidir. Mum fitilleri sadece geri çekilmenin “derinliğini” ya da fiyatın o seviyeyi ne kadar aştığını gösterir. Aynı zamanda fitil veya gövde, mumun kapanış zamanına bağlıdır. Tekrar ifade etmek gerekirse: Sadece iki temas noktası varsa, o seviye başlangıçta “kabaca” çizilir ve daha fazla bilgi geldikçe düzeltmeler yapılır. Eğer bir seviyede yeterince temas noktası varsa, artık o seviye netleşir. Burada mumların gövdesi veya gölgesi ikinci plandadır. Önemli olan, fiyatın sıklıkla o çizgiden dönüyor olmasıdır. Örneği sonuna kadar inceleyelim: Daha önce baktığımız zaman aralığında, üst seviyeyi mumun gövdesine göre çizmek, alt seviyeyi ise mumun fitiline göre çizmek daha mantıklı olabilir. Önemli olan, fiyatın en sık hangi çizgiden tepki verdiğidir.
Sonuç: Her zaman duruma göre hareket etmeliyiz. Fiyatın en çok tepki verdiği çizgiyi destek/direnç olarak esas almalıyız.
Trend çizgileri nedir? Yükseliş veya düşüş trendinin tepe ve diplerinden geçen eğimli çizgilerdir. Trendin kanal içinde nasıl ilerlediğini gösterirler.
Genellikle en önemli trend çizgeleri, yükseliş trendinde destek çizgeleri; düşüş trendinde direnç çizgeleridir. Bu çizgilerin kırılması, trendin zayıfladığını ve fiyatın tersine dönebileceğini gösterir.
Trend çizgisi, genellikle trendin ilk iki zirve veya dibinden itibaren çizilir. Eğer trend, destek veya direnç seviyesinden uzakta oluşuyorsa grafiğe ek çizgiler ekleyebilirsiniz: En iyi çalışan trend çizgeleri, yatay destek ve direnç seviyeleriyle uyuşan çizgilerdir. Eğer bir trend esnasında fiyat hem trend çizgisine hem de yatay bir seviyeye geri çekiliyorsa (temas ediyorsa), bu noktada trende uygun işlem açmak mantıklı olabilir. Ayrıca unutmayın: trend çizgileri de kırıldıktan sonra destekken dirence, direncen de desteğe dönüşebilir: Eğer trend çizgilerini kullanacaksanız, işlemlerinizi mutlaka mevcut fiyat hareketinin yönüne göre açmalısınız.
Çünkü herkes farklı seviyeleri görür:
Destek ve direnç bölgesini nasıl tanımlarız? Önce destek veya direnç seviyesini buluruz, ardından bölgenin üst ve alt sınırlarını belirleriz. Bu bölgelerin genişliği duruma göre değişebilir, ancak genel yaklaşım şudur: Grafikte mumların fitillerini veya gövdelerini inceleyerek fiyatın en çok nerede dönme eğiliminde olduğunu bulmak.
Bölgenin sınırlarını belirlerken sıkça uzun mum fitilleri veya dönüşü işaret eden mum formasyonları görürüz. Trend hareketlerinde ise zirve ve dipler, bölgenin varlığını doğrular.
Ayrıca fiyat, hangi tarafta olduğuna göre bu bölgeye farklı tepkiler verir:
Yuvarlak fiyat seviyelerinin tipik örnekleri (ondalık son rakamlarına göre):
**20 ve **80 seviyeleri, **00 ve **50 kadar güçlü olmasa da yine de kullanışlıdır. Bu seviyelerin de birer destek/direnç bölgesi şeklinde değerlendirilmeleri daha sağlıklıdır.
Örneğin, M15 zaman diliminde kullanılan “Strong Level” stratejisinde, yuvarlak rakamların etrafında sabit 10 piplik bir bölge çizilir. Bu bölgeleri haritalamak oldukça pratik çözümler sunabilir:
Ayrıca kırılan destek/direnç seviyelerinin arasında kalan bölümlerde fiyatın genellikle hızlı ve kesintisiz hareket ettiğini gözlemlersiniz. Bunun nedeni, o seviyeler arasında çok az yatırımcının “karşı koyma”ya çalışması ve fiyatın, ilgi seviyelerine hızla ilerlemesidir.
Bir örnek ele alalım: Bir düşüş trendinde, fiyat bir destek seviyesini kırar ve bu seviye artık direnç haline gelir: Diyelim ki, siz bu seviyeyi (varlık geçmişinden) önceden fark ettiniz ve fiyatın buraya tepki göstereceğini anladınız. İlk işlem noktanız, fiyatın bu seviyeye ilk dokunduğu an (yukarı yönlü işlem) olabilir.
İkinci yaklaşımda trend düşüş eğilimde olduğundan, iki şey beklenebilir:
Burada:
Özetle: Eğer seviyenin kırılmasını kaçırdıysanız, fiyatın kırılan seviyeye geri dönmesini beklemek, trende uygun işleme girmek için daha güvenlidir. Bu şekilde “kalabalıkla” birlikte hareket etmiş olursunuz ve büyük ihtimalle kazanç sağlarsınız.
Her iki durum da bize fiyatın o seviyede kuvvetle geri dönebileceğini gösterir – trendin devam etmesi bu aşamada düşük ihtimaldir. Elbette bazen fiyat hiçbir tepki vermeden seviyeleri kırıp gidebilir, ancak bu daha ender bir durumdur: Bir yükseliş trendinde işlem açma kuralı şöyle olabilir:
Bazı görüşlere göre, bir seviyenin kırıldığını ancak fiyat geri dönüp orada tutunduğunda anlayabilirsiniz. Pratikte ise kırılma daha erken anlaşılabilir. Öncelikle sahte kırılmayı tanımlayalım:
Sahte kırılma, fiyatın kısa süreliğine seviye ötesine geçip tekrar geri dönmesidir. Genelde bu durum mum fitilleriyle (veya kısa süreli kapanışlarla) görülür. Bazen de mesela “Absorption” (Yutan boğa/ayı) gibi iki mumlu dönüş formasyonları oluşur.
Aşağıdaki basit yöntemi kullanabilirsiniz:
Gerçek bir kırılmayı tanımlamak için dönüş formasyonlarını (ör. Price Action desenleri) ve trend devam formasyonlarını bilmek işinizi kolaylaştırır. Bu formasyonlar, kırılmanın erken işaretlerini verebilir.
Ayrıca aynı bölge, hem destek hem de direnç olarak hizmet veriyorsa (yani kırıldıktan sonra da ilgi görüyorsa) ekstra güçlü kabul edilir.
Tabii daha yüksek zaman dilimlerinde belirlenen seviyeler, düşük zaman dilimlerinde de güçlü şekilde kendini gösterir; ancak M1’de belirlenmiş seviyelerin H1 veya günlük grafikte anlamlı olmaması normaldir.
Eğer fiyat hızlı bir şekilde sıçrıyorsa, bu seviye piyasa katılımcıları için önemli demektir: Eğer bölge çok ilgi çekmiyorsa, fiyat küçük mumlarla, fitilleriyle oynayarak uzun süre orada oyalanabilir:
Güçlü trendler, genellikle daha çabuk sona erer. Yavaş (yatay) ve hafif eğimli trendler ise daha uzun süre devam edebilir ama dönüşleri yumuşak olur:
Örneğin, “Baş ve Omuzlar” (Head and Shoulders) formasyonunu ele alalım: Genellikle bu modelde, fiyat bir arz-talep bölgesine dayanır ve üç zirve oluşturur. Bu, trendin ters dönebileceğine işarettir. Boyun çizgisi (neckline), giriş noktası konusunda fikir verir ve dönüşü teyit eder.
“İkili Tepe” (Double Top) formasyonu: Fiyat güçlü bir seviyeye çarpıp geri döner, sonra kırılan destek/direnç seviyesine tekrar yaklaşır. Modelin tamamlanması, ikinci kez denenen (ama geçilemeyen) güçlü seviye ile oluşur.
Üçgen (Triangle) formasyonu: Yükseliş trendinde direnç seviyesi ve yukarıya doğru eğimli destek çizgisi ile oluşur.
Diğer tüm teknik analiz modelleri de benzer şekilde çalışır: temelde her şey destek, direnç ve arz-talep seviyelerine dayalıdır.
Öte yandan destek ve direnç seviyelerine dayalı işlem yapmak pratik ister – ne kadar çok pratiğiniz olursa piyasayı o kadar iyi anlarsınız ve hatalarınız da azalır!
İçerik
- Piyasada arz ve talebin gücü (ayıların ve boğaların gücü)
- Arz ve talep bölgeleri nasıl çalışır: işlemde arz ve talebin mekanizması
- Destek seviyesi (support) ile işlem yapma
- Direnç seviyesi (resistance) ile işlem yapma
- Destek ve direnç seviyelerinin psikolojisi: destek ve direnç neden çalışır ve fiyatı geri çevirir?
- Finansal piyasalarda satıcılar ve alıcılar (destek ve direnç seviyelerini kim çalıştırır?)
- Bir destek seviyesi nasıl dirence dönüşür ve bir direnç seviyesi nasıl desteğe dönüşür?
- Destek ve direnç seviyelerinin doğru çizilmesi
- Yatay destek ve direnç çizgileri
- Fiyat grafiğinde destek ve direnç seviyeleri nasıl doğru şekilde çizilir?
- Temas bölgeleri: destek ve direnç seviyeleriyle fiyatın temas ettiği bölgeler
- Dinamik arz ve talep çizgileri veya trend destek ve direnç çizgileri
- Destek ve direnç bölgeleri – arz ve talep bölgeleri
- Yuvarlak rakamlar ve kilit fiyat destek ve direnç seviyeleri
- Fiyat kanalı – dinamik bir destek ve direnç bölgesi
- Aynalı (mirror) destek ve direnç seviyeleri – kırılan seviyeye geri dönüş
- Arz ve talep seviyesinin kırılması ve bu seviyeye geri dönüş – kırılan seviyeye fiyat geri dönüşü nasıl doğru kullanılır?
- Destek ve direnç bölgeleriyle çalışırken yatırımcıların yaptığı başlıca hatalar
- Sahte (false) kırılma nasıl belirlenir ve destek ve direnç seviyelerinin kırılmasında nasıl işlem yapılır?
- Destek ve direnç seviyelerinde dikkat edilmesi gerekenler – arz ve talep bölgelerinin gücü
- Destek ve direnç bölgesinin dokunma (temas) sayısı
- Destek ve direnç seviyeleri tüm zaman dilimlerinde kullanılabilir
- Destek ve direnç seviyelerinde temas bölgeleri değerlidir
- Trend eğimi
- Teknik analiz formasyonlarında destek ve direnç seviyeleri ve bölgeleri
- Fiyat grafiğine destek ve direnç seviyeleri çizmek için en iyi indikatörler
- Destek ve direnç: sonuçlar
Piyasada arz ve talebin gücü (ayıların ve boğaların gücü)
Önceki makaleleri dikkatlice okuduysanız, herhangi bir varlığın fiyat hareketini neyin etkilediğini artık muhtemelen anlıyorsunuzdur. Bu bilgiyi tazeleyelim – rastgele bir varlık alalım (örneğin, UCD/CAD) ve fiyat bir yönde ya da diğerinde hareket ederken piyasada neler olduğunu analiz edelim:- Fiyat yukarı hareket ediyorsa, bu piyasada satıcılardan çok daha fazla alıcı olduğunu gösterir. Sürekli bir yükseliş trendi, boğaların (yani alıcıların) varlığın daha yüksek fiyatına razı olduklarını ve böylece fiyatı sürekli yukarı taşıdıklarını gösterir. Bu durum, piyasa katılımcıları varlığın fiyatının artık çok yüksek olduğunu ve daha fazla alıma değmediğini hissedene kadar devam eder.
- Eğer aşağı yönlü bir trend gözlemliyorsak, piyasada boğalardan kat kat fazla ayı – yani satış yapmanın alımdan daha kârlı olduğunu düşünenler – vardır. Bu durum da fiyatı daha da düşürmeye devam eder. Bu da, boğaların piyasaya tekrar dahil olduğu ana kadar devam eder – fiyatın yeniden alıcılar için çok cazip hale geldiği andır.
- Yatay hareket (sideways veya yatay piyasa, flat) ise ayılar ve boğalar arasındaki eşitlik durumunu gösterir. Satıcılar ve alıcılar denge halindedir ve bu durumu değiştirmek istemezler; dolayısıyla bir trend oluşmaz. Bu, piyasanın “dinlenme” halidir.
Bütün bunları neden anlattık? Piyasayı %100 tahmin etmenin imkânsız olduğunu anlamanız için – çünkü piyasa, kendi hedef ve çıkarları olan milyonlarca rastgele değişkenden oluşur. Biz yalnızca nihai sonucu görürüz: bir yükseliş trendi, bir düşüş trendi veya fiyatın konsolidasyonu (yatay seyri).
Aynı zamanda piyasa (Dow teorisine göre) varlığın tüm geçmişini içerir. Başka bir deyişle, fiyat grafiğinin tamamı bize gelecekte nelerin olası olduğunu söyler. Fiyat grafiklerine bakarak:
- Yeni bir trendin doğuşunu
- Trendin zayıflamasını
- Fiyat hareketlerinin hızlı bir şekilde tersine döneceğini
- Fiyatın konsolidasyona başlamasını veya bitişini
- Yatırımcıların ilgi seviyelerini
Profesyonel terminolojide bunlar “bölgeler” olarak adlandırılır – arz ve talep bölgeleri. Eğer kazanma arzusu birçok piyasa katılımcısında çok güçlüyse talep bölgesi oluşur – yatırımcılar, fiyatın daha fazla düşmeyeceğine inanarak “ucuza al” mantığıyla varlığı alır. Sonrasında ise güçlü bir arz bölgesi oluşur ve “yüksek fiyatla sat” dönemi başlar.
Arz ve talep bölgeleri nasıl çalışır: işlemde arz ve talebin mekanizması
Arz ve talebin işlemde nasıl işlediğini görelim – bu bilgi, varlık fiyat grafiklerinde oluşan destek ve direnç seviyelerinin çalışma prensibini daha kolay anlamanıza yardımcı olur.Örneğin, 8 Mart’ı (Dünya Kadınlar Günü) ele alalım. Neden 8 Mart? Çünkü tam da bu gün, birçok erkek çiçeklerin kadınlar tarafından sevildiğini hatırlar ve yüzlerce çiçekçiyi doldurur.
Bu örnekte arz, belirli bir zaman diliminde belli bir ürünün (çiçeklerin) mevcut olma miktarıdır. Ürün bolsa (yüksek arz), fiyatı düşer. Semtinizde birden fazla çiçekçi varsa, her biri müşterinin kendisini tercih etmesi için fiyatlarını düşürmek durumunda kalır.
Öte yandan, yalnızca tek bir çiçekçi dükkanı varsa ama alıcı sayısı fazlaysa, bir kıtlık (azlık) ortaya çıkar – fiyatlar şişirilebilir. “Bizden almazsanız hiç çiçek alamazsınız” gibi bir durum. Talep ne kadar yüksekse fiyat da o kadar yükselir. Ama 9 veya 10 Mart’ta aynı dükkana giderseniz fiyatların 8 Mart’a göre birkaç kat düştüğünü görürsünüz – talep azaldı ve bu nedenle fiyatlar düştü.
“8 Mart’ta çiçek alma” örneği bize ne anlatıyor? Şunu anlatıyor: Her varlık (veya ürün) için her zaman bir arz ve talep değeri vardır. Fiyat grafiklerinde arz ve talep, iki çizgiyle de gösterilebilir. Örnek olarak USD/CAD’i ele alalım. Bu varlıkta (örneğimizdeki kotasyonlara göre) en “ideal” nokta şu olabilir:
Forex piyasasında tüm küresel varlıkların fiyatı arz ve talep göstergelerine bağlıdır. Uluslararası topluluk, belirli ülkelere ait belirli para birimlerinin döviz kurunun ne olacağını fiilen belirler. Yani, uluslararası topluluk hem güçlü ekonomileri ezebilir hem de güçlendirebilir.
Elbette bu değişimler ani değildir – her şey ilgili ülkenin (paranın sahibi) ve politik liderlerinin kararlarına bağlıdır. Savaşın patlaması, sınırların kapanması, teknolojik felaketler vb. faktörler para birimine talebi ciddi şekilde düşürüp fiyatını sert biçimde indirebilir. Örneğin Rusya’da 2014’ten itibaren rublede yaşanan keskin düşüş bunu gösterebilir.
Öte yandan, bir ülke doğal kaynaklarını akıllıca kullanır ve teknoloji geliştirmeye büyük yatırım yaparsa talep artar. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) bunun çarpıcı örneğidir. Ülke, başlıca petrol ihracatçılarından biri haline gelmiştir; böylece dirhem (BAE’nin ulusal para birimi) dünya para birimleri karşısında değer kazanmıştır. Bu da ülkenin ekonomisini güçlendirmiştir.
Destek seviyesi (support) ile işlem yapma
Destek seviyesi (talep seviyesi) daima mevcut fiyatın altında yer alır. Fiyatı “destekler” ve güncel değerin altına düşmesini engeller. Seviyenin kendisini grafikte görmek oldukça kolaydır – fiyatın defalarca kıramadığı bir fiyat seviyesi: Herhangi bir destek seviyesi, aslında belirli bir fiyat değerine bağlıdır. Söz konusu varlığın fiyatı, talebin artmasına veya azalmasına neden olur. Destek seviyelerinde düşüş önce durur – çünkü arz ve talep eşitlenir – sonrasında ise fiyat tamamen yukarı döner; çünkü... bu seviyede varlığı “ucuza almak” isteyen çok sayıda alıcı (boğa) belirmiştir. Talep artar ve fiyat yükselmeye başlar.Önemli bir ayrıntı: destek seviyeleri “boşlukta” oluşmaz; genellikle daha önceki işlem tecrübelerine dayanırlar – bu, ilgili fiyat değerinin (destek seviyesinin) ilk kez cazip hale gelişi değildir. Bunun yanı sıra, bazen fiyat tarihinde ilk kez “dip” seviyelere ulaşır ve yeni destek seviyeleri oluşabilir – bu tür seviyeler çoğunlukla “yuvarlak fiyat seviyelerinde” (round numbers) şekillenir. Bu konuyu ileride ele alacağız.
Direnç seviyesi (resistance) ile işlem yapma
Direnç seviyesi (aynı zamanda arz seviyesi olarak da bilinir) sadece mevcut fiyatın üstünde oluşur. Adı üstünde: fiyatı mevcut değerin üzerine çıkmaktan alıkoyar. Bu seviyelerden keskin satışların gelmesi, dolayısıyla fiyatın düşmesi beklenir: Bu seviyelerin mekaniklerine baktığımızda, destek seviyeleriyle aynı mantıkla çalıştıklarını görürüz; tarihsel grafik değerlerinden (yerel maksimumlardan) etkilenir ve varlık fiyatına bağlıdırlar. Satıcılar, varlığı maksimum fiyata satmaya yönelirler – bu da arzın artmasına ve varlığın fiyatının düşmesine neden olur.Eğer destek seviyelerinde birçok boğa piyasaya giriyorsa, direnç seviyelerinde ise boğalar piyasa dışına çıkar, ayılar (satıcılar) ise “gücü” devralır. Piyasaya ne kadar çok ayı girerse dirençten yaşanan düşüş de o kadar güçlü olur.
Ayrıca fiyatın, direnç (veya destek) seviyesine tam ulaşmadan önce dönmesi de mümkündür – bu, tamamen piyasa katılımcılarının “açgözlülüğüne” bağlıdır: herkes “biraz erken satın alıp, olabildiğince erken satmaya” çalışır. Bu, kârlı olmasa da kaybetme korkusu ve açgözlülük, yatırımcıları böyle davranmaya iter.
Destek ve direnç seviyelerinin psikolojisi: destek ve direnç neden çalışır ve fiyatı geri çevirir?
Destek ve direnç seviyeleriyle ilk defa karşılaşan herkesin aklındaki soru, “Bu seviyeler neden fiyatı geri çeviriyor?” şeklindedir. İlginçtir ki, destek ve direnç seviyeleri, indikatörler, mum formasyonları vb. teknikleri katiyen kabul etmeyen bir kesim de vardır. Bu kesim, “İkili Opsiyonlar buna inananlar için bir tuzaktan ibaret!” diyebilir; ancak gerçekte bu işlemlerden kazanç elde edilebilmesi onları ilgilendirmeyebilir.Arz ve talep seviyelerine geri dönelim. Daha önce açıkladığımız gibi, talep bir ürüne yönelik ilginin yüksek olduğunu gösterir ve bu, o ürünün fiyatını artırır. Bir noktada yatırımcılar, varlığın daha fazla yükselmeyeceğini düşünmeye başlar – alıcıların gücü azalır, trend yavaşlar. O an, varlığı en iyi fiyattan satma zamanı gelmiştir. Özellikle fiyat önceki zirvelere (maksimum değerlere) yaklaşmışsa, bu satıcılara güven verir.
Basitçe ifade etmek gerekirse: satıcılar, geçmiş fiyat hareketlerine (daha önceki zirvelere, geri çekilmelere) bakar – böylece en kârlı satış bölgesini belirlemeye çalışırlar. Fiyatın önceki zirvesi, satıcıların çoğunlukla aktif hale geleceği alandır. Ne kadar çok satıcı piyasaya girerse, fiyat direnç seviyesinden o kadar hızlı geri döner veya düşer.
Grafikte bu durum şöyle görünür: Fiyat ne kadar yükselirse, o kadar fazla satıcı dikkati bu fiyata kayar. Belli bir noktada fiyat, önceki zirve değerlerine ulaşır ve satışlar (geri çekilme veya trend dönüşü) başlar. Ayılar (satıcılar), varlığı daha yüksek fiyattan satarak kâr elde etmek ister ve fiyat direnç seviyesinden geri döner.
Destek seviyeleri (talep seviyeleri) söz konusu olduğunda ise mekanizma tamamen tersidir. Fiyat ne kadar düşerse, alıcılar (boğalar) için o kadar cazip hale gelir – “ucuza al, pahalıya sat!” kuralını hatırlayalım. Bir noktada fiyat kritik düzeye düşer – daha da düşmeyeceğine inanılır ve “artık daha fazla satmaya gerek yok, alma vakti” diyen çok sayıda boğa piyasaya giriş yapar. Talep artar ve fiyat yükselişe geçer. Özetle:
- Piyasada sürekli bir mücadele vardır ve bu mücadelede alıcılar ve satıcılar çarpışır.
- Piyasada alıcılar satıcılardan baskın hale geldiğinde, fiyatın aşağı yönlü hareketi durur ve bir destek seviyesi (talep seviyesi) oluşur.
- Piyasada satıcılar alıcılardan baskın hale geldiğinde ise bir direnç seviyesi (arz seviyesi) oluşur.
Peki bu durumda, destek ve direnç seviyeleri neden çalışır ve fiyatı geri çevirir? Bunun cevabı, piyasa psikolojisinde ve piyasanın genelinde saklıdır.
Hepimiz hayatımızda en az bir kez kibritle yanmışızdır. Bu deneyim bize ne öğretti? Muhtemelen “kibritle oynama, dikkatli ol” deriz kendimize. Aksi takdirde aynı acıyı tekrar hissederiz. İşlem yaparken de piyasa, aslında aynı kibrit gibidir – dikkatli kullanılmazsa “yakabilir.”
Piyasada dikkatli olmak nedir? Fiyatın muhtemel hareketini tahmin edebilmek ve onunla aynı yönde pozisyon almaktır. Piyasayı kontrol edemeyiz ama fiyatla birlikte hareket edebiliriz.
Böylece deneyimli her yatırımcı şunu bilir: Fiyat sonsuza kadar tek yönde ilerleyemez – bir yerlerde düzeltme olacak, bir yerde dönüş gelecek veya fiyat yan yöne sapacak. Ama bu tam olarak nerede olur? İşleme ne zaman girmeli ve çıkmalı? Bunun basit cevabı: “Kitle” (piyasanın büyük çoğunluğu) aynı fikre varınca... Fiyatı yukarı da aşağı da iten, o “kitle”dir ve bizim de o kitlenin bir parçası olmamız gerekir.
Piyasada baskın güç kimse onun yanında olmak önemlidir: Eğer boğalar çoğunluktaysa onlarla birlikte satın al, ayılar çoğunluktaysa onlarla birlikte sat. Peki güç bir anda tersine dönerse? İşte tam da bu noktada basit ama herkesin bildiği bir araç var – destek ve direnç seviyeleri. Grafikte düz bir çizgi gibi görünse de, aslında fiyatın yukarı mı yoksa aşağı mı gideceğine dair şüphelerin güçlü olduğu bölgeleri bize gösterir.
Fiyat, maksimum veya minimum seviyelere (hatta bu yerel maksimum veya minimum olabilir) yaklaşıyorsa, birçok piyasa katılımcısı “boğalar ve ayılar şimdi çekişecek, kim galip gelecek belli değil” diye düşünür. Dolayısıyla kimisi işlemini kapatır, kimisi açmaktan kaçınır. Eğer hareket bir önceki zirve veya dipte yavaşlamışsa, bu nokta “fiyatın bir kez daha durabileceği” anlamına gelir. Çoğunluk bu fikre sahipse, orada direnç/destek seviyesi oluşur ve fiyat yine geri döner.
Eğer fiyat önceki zirve veya dip değerlerini birkaç kez test etmişse, yatırımcıların büyük çoğunluğu “muhtemelen yine buradan dönecek” diye düşünür. Herkes aynı grafiğe bakar, aynı verilere sahiptir ve aynı mantıkla “kitlenin yönü”ne katılmaya çalışır.
Boğaların (alıcıların) durumuna bakalım: Aşağı yönlü bir trend görüyoruz. Belirli bir noktada fiyat, boğaların ilgisini çekecek kadar düştü – fiyat “artık buradan daha aşağı gitmez” düşüncesi alıcıları harekete geçirir. Talep artar ve fiyatı yukarı iter. Ayılar bir süre direnip gücün anlamsız olduğunu görünce çıkarlar.
Böylece bir yükseliş trendi başlar. Yükseliş sırasında fiyat, önceki yerel zirvede takılır – ayılar yeniden inisiyatifi ele alabileceğini düşünür. Bir müddet geri çekilme olduktan sonra boğalar yeniden güçlenir, trend devam eder. Grafikte göremediğimiz, 1,10900 seviyesi gibi fiyatlar da (örnekte) ayıların yoğun ilgi gösterdiği noktalardır.
İlk denemede bazı boğalar en zirveye geldiğinde satar; biraz geciken boğalar ikinci denemede çıkar. Neticede piyasada ayılar baskın kalır – fiyat düşer. Önceki yüksek seviyede birkaç kez zayıf boğa hareketi görülür ancak sonuçsuz kalır. Sonunda alıcılar ümitsizce piyasadan çekilir ve fiyat daha önceki dibine doğru hızla geriler.
Tam bu noktada ayıların sayısı epey fazladır ve fiyatın nereye kadar düşeceğine onlar karar verecektir. Boğalar bir süre önceki dipte fiyatı yukarı çekmeye çalışsa da başarısız olurlar. Neticede boğalar da çekilir ve fiyat önceki dip seviyesini de kırar (çünkü yeterince alıcı yoktur).
Grafiği biraz daha inceleyecek olursak, aşağı yönlü trendin devam ettiğini görürüz – ayılar oldukça güçlü kalmıştır. Boğalar bazı yerel karşı koyma girişimleri yapsa da fiyat genel düşüş trendine devam eder. Bu durum, ayılar zayıflayana ve piyasaya boğalar yeniden güçlü şekilde girene kadar sürer: Trende karşı oluşan her düzeltme, aynı seviyelerde gerçekleşir. Alıcıların satıcıları durdurmaya çalıştığı yerler, satıcıların da alıcıları durdurmaya çalıştığı noktalardır. Bir fiyat seviyesi, çoğunluk tarafından ilgi görmüyorsa pek bir şey ifade etmez. Ancak bir seviye birçok kişi tarafından takip ediliyorsa, genelde fiyat oradan geri döner. Bu da bize, işlemlerde hem trend yönünde hem de ters yönde para kazanma fırsatı verir.
Finansal piyasalarda satıcılar ve alıcılar (destek ve direnç seviyelerini kim çalıştırır?)
Yazıda boğalar, ayılar, alıcılar, satıcılar gibi birçok kavram geçiyor. Bunların destek ve direnç seviyeleriyle ilgisi ne? Aslında destek ve direnç seviyeleri sadece bir araç; onu harekete geçirenler satıcılar ve alıcılardır (ayılar ve boğalar).Her şey, piyasa katılımcılarının psikolojisine dayanır – fiyatın daha da düşmeyeceği veya yükselmeyeceği korkusu ve kâr elde etme hırsı. Peki bu “alıcı” ve “satıcı”lar nereden geliyor?
Aslında “alıcı” ve “satıcı,” “boğa” veya “ayı” gibi tanımlar, fiyatı şu anda yukarı veya aşağı yönlendiren yatırımcı gruplarının genel adıdır. Yatırımcı kârına bakar: boğalar çoğunlukta ise yükselişten faydalanmak ister, tren dönüp ayılar güçlendiğinde bu kez satıcı rolüne geçer.
Yani her yatırımcı, piyasaya girdiğinde “alıcı” (boğa) olup kâr ettikten sonra satıcı (ayı) konumuna geçebilir. Aynı grafikte, farklı zamanlarda fiyatı yönlendirenler bu iki gruptan başka bir şey değildir.
Bir destek seviyesi nasıl dirence dönüşür ve bir direnç seviyesi nasıl desteğe dönüşür?
Dikkat çekici bir durum: ilgi gören bir fiyat seviyesi, hem destek hem de direnç olabilir. Tek fark, fiyatın o seviyenin neresinde olduğudur.Bir destek seviyesinin nasıl dirence dönüştüğünü görelim:
- Destek seviyesi aşağı kırıldığında (breakdown), bu kırılmayı kaçıran ayılar, fiyat düzeltmeyle (geri çekilmeyle) tekrar bu seviyeye yaklaştığında işleme girerler (en baştan yakalamak için uygun fiyat).
- Dibin hemen üstünde satışa giren yatırımcılar, kârlarını daha da artırmak için kırılan destek seviyesinde pozisyonlarını ortalamaya alabilirler.
- Daha önce destek seviyesinden yukarı yönlü işlem açan boğalar, bu noktada zararsız (breakeven) çıkma fırsatı bulur ve piyasadan çekilirler.
Direnç seviyesinin nasıl desteğe dönüştüğünde ise durumun tam tersi yaşanır:
- Direnç seviyesi yukarı kırıldığında (breakout), bu hareketi kaçıran boğalar, fiyat geri çekildiğinde – genelde kırılan direnç seviyesinde – işleme girerler.
- Önceden tepe noktada (kırılma öncesi) alım yapan boğalar, fiyat gerilediğinde daha avantajlı bir fiyattan pozisyonlarını ortalamaya alırlar.
- Ayılar ise fiyatın bu seviyeye geri dönmesini bekleyerek zarar etmeden (breakeven) çıkma fırsatı bulur ve piyasadan ayrılır.
Destek ve direnç seviyelerinin doğru çizilmesi
Destek ve direnç seviyeleri, fiyat hareketlerini öngörmek için en önemli araçlardan biridir. İlgi bölgeleri, her zaman diliminde (M1’den aylık grafiğe kadar) piyasa durumunu anlamayı kolaylaştırır. Ayrıca bu seviyelerin yıllarca – hatta on yıllarca – çalışabildiğini unutmamak gerekir; ancak zaman dilimi büyüdükçe seviye de daha önemli hale gelir.Bir yatırımcı olarak göreviniz, arz ve talep seviyelerini doğru şekilde çizip bunları kullanmaktır. Bu beceri, doğru pozisyonları bulmanızı büyük ölçüde kolaylaştıracaktır.
Yatay destek ve direnç çizgileri
Destek ve direnç seviyelerini bulmak zor değildir – aynı fiyat değerinde en az iki kez fiyatın dönmüş olduğu noktaları ararız. Burada önemli olan, bu zirve veya diplerin tam anlamıyla yatay bir çizgide bulunmasıdır. Seviyeyi ne kadar çok dönme noktası tanımlıyorsa, piyasa katılımcıları nezdinde seviye o kadar güçlü kabul edilir.Sadece iki noktadan oluşan ve fiyatın sık sık kırdığı seviyeler, zayıf destek ve direnç seviyeleridir – bu tür yatay çizgilere göre işlem yapmak çok güvenilir değildir. Kırmızı yuvarlaklarla işaretli bölümlerde fiyat, destek/direnç seviyesine neredeyse hiç tepki vermeden (kuvvetli bir dönüş olmadan) kırıp geçmiştir.
Şimdi fiyat grafiğine destek ve direnç seviyelerini nasıl doğru çizmemiz gerektiğini görelim. Tekrar hatırlayalım: piyasa hafızaya sahiptir, yani bu seviyeler yıllar boyu veya daha da uzun süreler çalışabilir. İlk adım olarak en yüksek zaman dilimine geçeriz (örneğin aylık grafik). Grafiği olabildiğince sola kaydırırız ve gördüğümüz bütün seviyeleri (özellikle maksimum ve minimum fiyat değerlerini) çizeriz – bunlar çok güçlü destek/direnç seviyeleridir. Bu seviyeleri kalın çizgi ve belirgin bir renkle (örneğin kırmızı) belirtebilirsiniz. Sonraki adım, haftalık (weekly) grafiğe geçip benzer şekilde tüm seviyeleri çizmektir. Bu sefer seviyeleri başka bir renkle ve daha ince bir kalınlıkla göstermek daha iyi olur: Aynı mantığı daha düşük zaman dilimleri için de tekrar ederiz. Her zaman diliminin çizgisini farklı bir renk yaparız. Gerekirse daha önce çizdiğimiz seviyeleri biraz daha hassas şekilde ayarlarız.
Tüm zaman dilimlerindeki seviyeleri çizdikten sonra M1 grafiğine dönersek muhtemelen şöyle bir görüntüyle karşılaşırız: Dikkat ederseniz, yüksek zaman dilimlerinde belirlediğimiz seviyeler, daha düşük zaman dilimlerinde de geçerliliğini korur. Ancak buradaki durum tek yönlüdür: Üst zaman dilimindeki seviyeler alt zaman dilimlerinde işlese de; M1 gibi alt dilimde çizilen seviyeler, daha büyük zaman dilimlerinde pek anlamlı olmayabilir.
Ayrıca destek ve direnç seviyelerinin tamamen öznel olduğunu unutmamak gerekir. Yani her yatırımcı aynı seviyeyi farklı noktalarda görebilir; bazısı çok iyi çalışır, bazısı ise grafikte çoğunluk tarafından takip edilmediği için çok etkili olmaz.
Fiyat grafiğinde destek ve direnç seviyeleri nasıl doğru şekilde çizilir?
Ticarete dair hiçbir şey %100 kesinlik sunamaz. Destek ve direnç seviyeleri de buna dahildir. Herkes farklı noktada seviye görebilir; kimisi seviyesi birkaç pip yukarıdayken kimisi biraz daha aşağıda çizer, kimisi de o seviyeyi hiç görmez. Bu durumda kim haklı? Ticarette (dolayısıyla analizde) kayıpsız işlem mümkün değildir; ancak hataları en aza indirmek mümkündür.Öncelikle, kendi deneyiminizle sürekli pratik yaparak destek ve direnç seviyelerini çizmeyi öğrenin. Başlangıçta profesyonellerin nasıl yaptığını izleyebilirsiniz. Aynı adımları tekrar ede ede otomatikleşmeye çalışın. Profesyonel yatırımcılar, destek ve direnç seviyelerini çoğu zaman birkaç saniyede tespit eder ve çoğu zaman bu seviyeleri çizgiyle bile göstermeye gerek duymaz. Amacınız bu seviyeye gelmektir.
Ayrıca risk yönetimi ve para yönetimi kurallarını unutmayın – hata yaptığınızda bile paranızı korumanız çok önemlidir. Bunun dışında bol bol pratik yaparak piyasa okumayı öğrenmelisiniz!
Temas bölgeleri: destek ve direnç seviyeleriyle fiyatın temas ettiği bölgeler
Bu makaleyi okurken fark etmiş olabileceğiniz bir nokta: destek ve direnç seviyelerini bazen mumların gölgelerine (fitillerine), bazen gövdesine göre çiziyoruz. Hangisi doğru?Aslında mumun gövdesi veya fitili, ilgili mumun zaman dilimine göre değişir – zaman dilimini büyütüp küçülterek fitilin ve gövdenin boyutunu “ayarlayabiliriz.” Ancak destek ve direnç seviyesi aynı kalır.
Daha önce öğrendiğiniz gibi, bir arz-talep (destek/direnç) seviyesi en az iki grafikteki dönme noktasından geçer. İki nokta bazen tam çizim için yetersiz kalabilir, dört veya yedi temas noktası varsa seviye çok daha net ortaya çıkar.
Buradan şunu anlıyoruz: Mumun gövdesi mi yoksa fitili mi üzerinden çizeceğimizden ziyade, fiyatın çoğunlukla hangi seviyede durup döndüğünü bulmak önemlidir. Mum fitilleri sadece geri çekilmenin “derinliğini” ya da fiyatın o seviyeyi ne kadar aştığını gösterir. Aynı zamanda fitil veya gövde, mumun kapanış zamanına bağlıdır. Tekrar ifade etmek gerekirse: Sadece iki temas noktası varsa, o seviye başlangıçta “kabaca” çizilir ve daha fazla bilgi geldikçe düzeltmeler yapılır. Eğer bir seviyede yeterince temas noktası varsa, artık o seviye netleşir. Burada mumların gövdesi veya gölgesi ikinci plandadır. Önemli olan, fiyatın sıklıkla o çizgiden dönüyor olmasıdır. Örneği sonuna kadar inceleyelim: Daha önce baktığımız zaman aralığında, üst seviyeyi mumun gövdesine göre çizmek, alt seviyeyi ise mumun fitiline göre çizmek daha mantıklı olabilir. Önemli olan, fiyatın en sık hangi çizgiden tepki verdiğidir.
Sonuç: Her zaman duruma göre hareket etmeliyiz. Fiyatın en çok tepki verdiği çizgiyi destek/direnç olarak esas almalıyız.
Dinamik arz ve talep çizgileri veya trend destek ve direnç çizgileri
Dinamik ya da trend destek/direnç çizgileri, trend sırasında fiyat kanalını gösteren çizgilerdir. Bunlar, belirli bir fiyat seviyesine bağlı değildir ve çoğu zaman daha az kesinlik taşır; ama bazı durumlarda teknik analizi kolaylaştırabilirler.Trend çizgileri nedir? Yükseliş veya düşüş trendinin tepe ve diplerinden geçen eğimli çizgilerdir. Trendin kanal içinde nasıl ilerlediğini gösterirler.
Genellikle en önemli trend çizgeleri, yükseliş trendinde destek çizgeleri; düşüş trendinde direnç çizgeleridir. Bu çizgilerin kırılması, trendin zayıfladığını ve fiyatın tersine dönebileceğini gösterir.
Trend çizgisi, genellikle trendin ilk iki zirve veya dibinden itibaren çizilir. Eğer trend, destek veya direnç seviyesinden uzakta oluşuyorsa grafiğe ek çizgiler ekleyebilirsiniz: En iyi çalışan trend çizgeleri, yatay destek ve direnç seviyeleriyle uyuşan çizgilerdir. Eğer bir trend esnasında fiyat hem trend çizgisine hem de yatay bir seviyeye geri çekiliyorsa (temas ediyorsa), bu noktada trende uygun işlem açmak mantıklı olabilir. Ayrıca unutmayın: trend çizgileri de kırıldıktan sonra destekken dirence, direncen de desteğe dönüşebilir: Eğer trend çizgilerini kullanacaksanız, işlemlerinizi mutlaka mevcut fiyat hareketinin yönüne göre açmalısınız.
Destek ve direnç bölgeleri – arz ve talep bölgeleri
Bazı profesyonel yatırımcılar, aslında destek veya direnç diye bir şey olmadığını savunur. Ve haklıdırlar da. Çünkü fiyat, her zaman aynı noktada dönmez; bazen biraz geç, bazen daha erken döner. Neden mi?Çünkü herkes farklı seviyeleri görür:
- Bir kişi, sizin çizdiğinizden biraz daha yukarıda bir seviye görür; oradan işleme girer.
- Bir diğeri sizinle aynı seviyeyi görür; o da aynı noktadan işleme girer.
- Bir başkası sizin çizdiğinizden daha aşağıda bir seviye görür; pozisyonunu orada açar.
Destek ve direnç bölgesini nasıl tanımlarız? Önce destek veya direnç seviyesini buluruz, ardından bölgenin üst ve alt sınırlarını belirleriz. Bu bölgelerin genişliği duruma göre değişebilir, ancak genel yaklaşım şudur: Grafikte mumların fitillerini veya gövdelerini inceleyerek fiyatın en çok nerede dönme eğiliminde olduğunu bulmak.
Bölgenin sınırlarını belirlerken sıkça uzun mum fitilleri veya dönüşü işaret eden mum formasyonları görürüz. Trend hareketlerinde ise zirve ve dipler, bölgenin varlığını doğrular.
Ayrıca fiyat, hangi tarafta olduğuna göre bu bölgeye farklı tepkiler verir:
- Bölgenin dışında ise genellikle bölgenin sınırlarından uzaklaşmaya meyillidir.
- Bölgenin içinde ise sınırdan merkeze doğru itilip çıkmama eğiliminde olur.
Yuvarlak rakamlar ve kilit fiyat destek ve direnç seviyeleri
Kilit fiyat seviyeleri veya “yuvarlak” fiyat seviyeleri, piyasa katılımcıları için güçlü mıknatıs etkisi yaratır. Yani bu seviyelerin ayrı bir önemi vardır.Yuvarlak fiyat seviyelerinin tipik örnekleri (ondalık son rakamlarına göre):
- **00
- **20
- **50
- **80
**20 ve **80 seviyeleri, **00 ve **50 kadar güçlü olmasa da yine de kullanışlıdır. Bu seviyelerin de birer destek/direnç bölgesi şeklinde değerlendirilmeleri daha sağlıklıdır.
Örneğin, M15 zaman diliminde kullanılan “Strong Level” stratejisinde, yuvarlak rakamların etrafında sabit 10 piplik bir bölge çizilir. Bu bölgeleri haritalamak oldukça pratik çözümler sunabilir:
Fiyat kanalı – dinamik bir destek ve direnç bölgesi
Fiyat kanalı veya dinamik destek/direnç bölgesi, tepe ve dip noktalarına çizilen bir kanaldır. Bu kanal hem trend hem de yatay hareketlerde çizilebilir: Genel olarak, bu yöntem trend hareketlerindeki destek ve direnç çizgilerinden çok farklı değildir.Aynalı (mirror) destek ve direnç seviyeleri – kırılan seviyeye geri dönüş
Trend hareketleri sırasında fiyat, destek ve direnç seviyesini kırıp bir süre o yönde ilerledikten sonra sıklıkla o seviyeye geri döner. Fiyatın dalgalı (dalga benzeri) hareketini en net şekilde gösteren örnek şudur: Görüldüğü gibi fiyat, kırılan seviyeye sık sık geri döner ve buradan trende uygun yöne doğru devam eder. Bu bilgi, işlem noktalarını bulmak açısından değerlidir – seviyenin kırılmasını kaçırdıysanız, hemen ardından kovalamak yerine fiyatın kırdığı seviyeye geri dönüşünü beklemek daha az risklidir.Ayrıca kırılan destek/direnç seviyelerinin arasında kalan bölümlerde fiyatın genellikle hızlı ve kesintisiz hareket ettiğini gözlemlersiniz. Bunun nedeni, o seviyeler arasında çok az yatırımcının “karşı koyma”ya çalışması ve fiyatın, ilgi seviyelerine hızla ilerlemesidir.
Arz ve talep seviyesinin kırılması ve bu seviyeye geri dönüş – kırılan seviyeye fiyat geri dönüşü nasıl doğru kullanılır?
Daha önce bahsettiğimiz gibi, fiyat destek veya direnç seviyesini kırdıktan sonra bir süre devam edip ardından o seviyeye tekrar dönebilir ve bu seviyede “rahatlayabilir.” Bu durum oldukça sık yaşanır ve işlem stratejilerinde değerlendirilebilir.Bir örnek ele alalım: Bir düşüş trendinde, fiyat bir destek seviyesini kırar ve bu seviye artık direnç haline gelir: Diyelim ki, siz bu seviyeyi (varlık geçmişinden) önceden fark ettiniz ve fiyatın buraya tepki göstereceğini anladınız. İlk işlem noktanız, fiyatın bu seviyeye ilk dokunduğu an (yukarı yönlü işlem) olabilir.
İkinci yaklaşımda trend düşüş eğilimde olduğundan, iki şey beklenebilir:
- Fiyat, destek seviyesinden yine yukarı sıçrayabilir (siz de yukarı işlem açabilirsiniz).
- Fiyat, destek seviyesini kırıp (aşağı) devam edebilir.
- Kararsızsanız hiç işlem açmayabilirsiniz.
Burada:
- Fırsatı kaçırmak istemeyen “açgözlü” yatırımcılar, kırılma sırasında aşağıya (satışa) girer ama çoğu zaman risklidir.
- Fiyat, bir sonraki ilgi seviyesine ulaşır ve boğalar orada üstünlük sağlar, fiyatı bir süreliğine yukarı iter.
- Daha önce destekten yukarı alım yapan boğalar, bu yeni dirençte zararsız (breakeven) çıkma şansı bulur.
- Kırılmayı kaçıran yeni ayılar (satış yapmak isteyenler) işleme girer.
- Kırılma anında açılmış satışların bir kısmı da buradan ek satış (pozisyonu ortalamak) açar.
Özetle: Eğer seviyenin kırılmasını kaçırdıysanız, fiyatın kırılan seviyeye geri dönmesini beklemek, trende uygun işleme girmek için daha güvenlidir. Bu şekilde “kalabalıkla” birlikte hareket etmiş olursunuz ve büyük ihtimalle kazanç sağlarsınız.
Destek ve direnç bölgeleriyle çalışırken yatırımcıların yaptığı başlıca hatalar
İlginç bir şekilde, yatırımcılar aynı hatayı defalarca yapar – fiyat direnç seviyesine (veya onun hemen yakınına) yaklaşmışken alım (yukarı) açmak veya destek seviyesine çok yaklaşmışken satım (aşağı) açmak.Her iki durum da bize fiyatın o seviyede kuvvetle geri dönebileceğini gösterir – trendin devam etmesi bu aşamada düşük ihtimaldir. Elbette bazen fiyat hiçbir tepki vermeden seviyeleri kırıp gidebilir, ancak bu daha ender bir durumdur: Bir yükseliş trendinde işlem açma kuralı şöyle olabilir:
- Fiyat, direnç seviyesinden sıçradığında kısa vadeli aşağı işlem (geri çekilme) açılabilir.
- Fiyat, kırdığı direnç seviyesine (artık destek olmuşsa) geri döndüğünde tekrar yukarı işlem açılabilir.
- Fiyat, destek seviyesinden sıçradığında kısa vadeli yukarı işlem (geri çekilme) açılabilir.
- Fiyat, kırdığı destek seviyesine (artık direnç olmuşsa) geri döndüğünde tekrar aşağı işlem açılabilir.
Sahte (false) kırılma nasıl belirlenir ve destek ve direnç seviyelerinin kırılmasında nasıl işlem yapılır?
Birçok yatırımcı (deneyimliler de dahil) sahte kırılma ile gerçek kırılmayı ayırt etmekte zorlanır. Bu konuyu incelerken tekrar hatırlayalım: Gerçekte “destek veya direnç seviyesi” değil “destek veya direnç bölgesi” vardır.Bazı görüşlere göre, bir seviyenin kırıldığını ancak fiyat geri dönüp orada tutunduğunda anlayabilirsiniz. Pratikte ise kırılma daha erken anlaşılabilir. Öncelikle sahte kırılmayı tanımlayalım:
Sahte kırılma, fiyatın kısa süreliğine seviye ötesine geçip tekrar geri dönmesidir. Genelde bu durum mum fitilleriyle (veya kısa süreli kapanışlarla) görülür. Bazen de mesela “Absorption” (Yutan boğa/ayı) gibi iki mumlu dönüş formasyonları oluşur.
Aşağıdaki basit yöntemi kullanabilirsiniz:
- Grafikte destek/direnç bölgesini belirleyin.
- Eğer mumlar bu bölgenin içinde kapanmaya devam ediyorsa ya da anında geri dönüş başlıyorsa o kırılma sahte olabilir.
- Eğer mumlar art arda bu bölgenin dışında kapanıyorsa, kırılma gerçekleşmiş olabilir. Bu durumda trende uygun bekleyen emir koymak veya bir sonraki mumun kapanışını da teyit olarak görmek mantıklı olabilir.
Gerçek bir kırılmayı tanımlamak için dönüş formasyonlarını (ör. Price Action desenleri) ve trend devam formasyonlarını bilmek işinizi kolaylaştırır. Bu formasyonlar, kırılmanın erken işaretlerini verebilir.
Destek ve direnç seviyelerinde dikkat edilmesi gerekenler – arz ve talep bölgelerinin gücü
Artık destek ve direnç bölgelerinin bazı temel özelliklerinden bahsetme zamanı geldi. Bu seviyelerin gücünü değerlendirirken şunlara odaklanın:Destek ve direnç bölgesinin dokunma (temas) sayısı
Yukarıda da bahsedildiği gibi, fiyat bir bölgeye ne kadar sık dokunur ve geri dönerse, bölge o kadar güçlü kabul edilir. Burada dikkat edilmesi gereken, her temasın mutlaka fiyatı geri döndürmüş olmasıdır. Eğer fiyat, düz bir şekilde kırıp geçiyorsa bunu “temas” diye saymayız.Ayrıca aynı bölge, hem destek hem de direnç olarak hizmet veriyorsa (yani kırıldıktan sonra da ilgi görüyorsa) ekstra güçlü kabul edilir.
Destek ve direnç seviyeleri tüm zaman dilimlerinde kullanılabilir
Birçok kişi, destek ve direnç seviyelerinin yalnızca büyük zaman dilimlerinde işe yaradığı yanılgısına sahiptir. Oysa M1 dahil tüm zaman dilimlerinde destek ve direnç seviyeleri çalışır.Tabii daha yüksek zaman dilimlerinde belirlenen seviyeler, düşük zaman dilimlerinde de güçlü şekilde kendini gösterir; ancak M1’de belirlenmiş seviyelerin H1 veya günlük grafikte anlamlı olmaması normaldir.
Destek ve direnç seviyelerinde temas bölgeleri değerlidir
Yatırımcı, fiyatın destek veya direnç bölgesine dokunduğunda nasıl bir tepki verdiğine bakmalıdır.Eğer fiyat hızlı bir şekilde sıçrıyorsa, bu seviye piyasa katılımcıları için önemli demektir: Eğer bölge çok ilgi çekmiyorsa, fiyat küçük mumlarla, fitilleriyle oynayarak uzun süre orada oyalanabilir:
Trend eğimi
Bir trend ne kadar dikse, o kadar güçlüdür. Eğer trend neredeyse yatay şekilde ilerliyorsa zayıf kabul edilir.Güçlü trendler, genellikle daha çabuk sona erer. Yavaş (yatay) ve hafif eğimli trendler ise daha uzun süre devam edebilir ama dönüşleri yumuşak olur:
Teknik analiz formasyonlarında destek ve direnç seviyeleri ve bölgeleri
Tüm teknik analiz modelleri, destek ve direnç seviyelerine dayanır. Aslında teknik analiz modelleri, fiyat grafiğinde görülen bu seviyelerin belirli bir düzen içinde gözlenmesiyle ortaya çıkar. Modeli hızlı ve kolay anlamak, işimizi kolaylaştırır.Örneğin, “Baş ve Omuzlar” (Head and Shoulders) formasyonunu ele alalım: Genellikle bu modelde, fiyat bir arz-talep bölgesine dayanır ve üç zirve oluşturur. Bu, trendin ters dönebileceğine işarettir. Boyun çizgisi (neckline), giriş noktası konusunda fikir verir ve dönüşü teyit eder.
“İkili Tepe” (Double Top) formasyonu: Fiyat güçlü bir seviyeye çarpıp geri döner, sonra kırılan destek/direnç seviyesine tekrar yaklaşır. Modelin tamamlanması, ikinci kez denenen (ama geçilemeyen) güçlü seviye ile oluşur.
Üçgen (Triangle) formasyonu: Yükseliş trendinde direnç seviyesi ve yukarıya doğru eğimli destek çizgisi ile oluşur.
Diğer tüm teknik analiz modelleri de benzer şekilde çalışır: temelde her şey destek, direnç ve arz-talep seviyelerine dayalıdır.
Fiyat grafiğine destek ve direnç seviyeleri çizmek için en iyi indikatörler
Çok pratik olmayan ya da işi hızlandırmak isteyenler için piyasada pek çok göstergeler (indikatör) bulunur. Şunları incelemenizi öneririm:- Auto Trend Channel – MT4 terminali için fiyat kanalını otomatik çizen indikatör
- LEV 00 – MT4 için yuvarlak fiyat seviyelerinin etrafına bölgeler çizen indikatör (M15 zaman diliminde kullanın!)
- SR PRO (TLB OC) – MT4 için en iyi yatay destek ve direnç indikatörlerinden biri. Farklı zaman dilimlerindeki belirli dönüş noktalarını da algılayabilir
Destek ve direnç: sonuçlar
Bu makaleyi özetleyelim:- Destek ve direnç, fiyat grafiğini teknik olarak analiz etmede güçlü ve önemli bir araçtır.
- Destek ve direnç bölgeleri, piyasadaki arz ve talebin gücünü yansıtır.
- Bazı dolaylı işaretlere bakarak bir desteğin veya direncin ne kadar güçlü olduğunu anlayabilirsiniz.
- Arz ve talep seviyeleri tüm zaman dilimlerinde geçerlidir.
- Bir seviyenin kırılmasıyla sahte kırılmayı ayırt etmeye dikkat etmek gerekir.
- Destek ve direnç seviyelerinin kendilerine has işlem kuralları vardır.
- Arz ve talep bölgeleri, piyasanın tüm fiyat hareketlerinin temelini oluşturur.
- Bir seviye hem destek hem direnç rolü üstlenebilir.
Öte yandan destek ve direnç seviyelerine dayalı işlem yapmak pratik ister – ne kadar çok pratiğiniz olursa piyasayı o kadar iyi anlarsınız ve hatalarınız da azalır!

Igor Lementov - alltradingprofit.com’da Finans Uzmanı ve Analist
İncelemeler ve yorumlar